13 Temmuz 2010 Salı

sigara burnumu yaktıkça kabara-mayan- direncim ..


Çok eşşisz bir anın içide farklı hayallere kapılmaya doğru bir kez daha kocaman uzun iki bacaklı insanlar olarak yürüyorduk.. yürüdük yürüdük.. en uzunu o gün kaç tane semte gittiğini sayarak nasıl sefil olduğunu anlatmayı ihmal etmiyordu.. ben ise; bu sefilliğin devamını o an itibari ile getirdiğim düşünerek gülünç bir şekilde "kaluk ağız" kahkahası atıyordum..
ne yani doğal aslında. amma velakin hayallerimin kapısına yaklaştığımızda hemen hepsi zihnimden silinip her taraf pespembe olmuştu bile .. -ya içeri almazlarsa korkusu beynimi yontmaya halen devam ederken- uzun'un çenesi bu işide çözürken yontmam durdu ve dahada pembeleşti görüntüm. kısa bir işlem için girilen kapının arkasında o zamanı çokça uzatacağımıza emin olduğumdan sırada ki bu yontulma rabbe şükür eksik kaldı beynimden.
çıplak ayak,miami sahillerinde gibi. aynı zamanda oranın en çalışkan öğrencisiymiş gibi, dolaşmayı asla ihmal etmedim. kantindeki amca çöm'lüğümü anlayana kadar.
- " iki çay alabilirmiyim?"
- "tabi" ( amcam "tabi" derken ücreti direkt önüne uzatınca, "salakmısın sen" der gibi suratıma baktı ve yandaki kocaman "kasa" kısmını işaret etti.(orada okuyan hiçbir öğrenci bunu yapmaz tabi)
şimdi mosmor görünüyordu heryer gözüme. utanç içinde parayı vermek düştü payıma.
kısa süren, bu mevzu utançlık bahisim elimizde çaylarla dışarı çıkmamızla son buldu.
banklar, bahçe.. tekrar pembeleşti etrafım. oturduk. ve çayın yanında.. "tabiki sigara" diye düşünen iki akıl olarak , yaktık sigaraları.
yandaki bankta oturan bir kaç geçn oğlanıda gözden ihmal etmeyerek.
kayifli giden sigara-çay muhabbetleri direncimi-bağlılığımı katkat arttırarak bu bahçeye,okula bir kez daha aşık olmamı sağlıyordu.
takii ; sigara bitiş kısmına geldiğinde (bunu yapmayı nasıl becerdiğimi hala bende bilmiyorum) o ufak sigara kısmını son çekişimde bir anda ters dönüp burnumda sönü verdi .. bir an burnumun komple yandığını sandım, uzun'un bacaklarına kafamı yasladım acı ve gülünçlüğü bir arada yaşarken ; burnumun yok olmadığını ucunda kocaman simsiyah izmarit lekesi kaldığını gördük.
amma velakin yan banktaki gençler bizzat olaya şahit olurken. hayatımda ilk kez burnumda sigara söndürmeyi başarırken.. pembe görüntülerim yok olmuş, kabarık direncim kendini imha etmişti.
uzun bacaklarla ve koca adımlarla hemen uzaklaştık.
"yaşanan rezillik ardından dirençli olma,direnci kabartabilme" kurslarına gitmek lazım mı acep diye dünüşür oldum o günden beri.
gerçi ; masörlük kursları varken bu çok salakça kaçar dimi .. )))))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder