10 Temmuz 2010 Cumartesi

benim olmayan güzelin adı yok!


kadere razı olmama isteği daha kadere razılığı getirdi ardından...
hepsi koşuyor birşeylerin ardında.. hepsi 5 metre yüksekten . hepsi .... olsun istiyor.
"yolsuz yaptı dünya SİZİ, yolları görmez oldunuz" demekki koşarken yoluda mı görmek gerekliymiş ,samırım evet.. o zaman hangi koşuştan bahsediyorum. Gogol'un bunu bize öğretmiş olması gerekmiyormu? sanırım çoğumuz Gogol'dan değilde sokakta yürüyen sarışın'lardan bunu öğrenmeyi huy edinmişiz.. garipsiz.gereksiz.arsız. yetersiz..
eğer benim,onun,bunun olmuyorsa neden.. onlardan öğrenelimki. ilginç bir sendromla karşı karşıya kalınınca Brad pitt filmlerine sarmalı mı acaba.. oda sarışın oda yakışıklı. oda sexy. sanırım. oda benim,onun,bunun değil..
sahibini arayan diye birşey varmı ki bunu arıyoruz..
değişikliğin en büyük mertebesinde arayış olunca boku fazla çıkıyor ve en ilah -aslında çaresiz olarak- kendimizi ilan ediyoruz. ha bunu baştan yapsakta bir halt değişmeyecekti o ayrı. çünkü hepimiz varlığımızı bu yolda silmeye çalışan tipler olarak ortaya çıkmış oluyorz daha sonra.. istemsiz belkide.
bugün bunu yaşayabilirim.
tanrı'nın işaretini göremeyen göremeyecek biri olarak ..
adı olmayan bir güzel uğruna değil,sizin ki öyle olsada bu öyle değil.
bundan sonra bu tür vakaların adı ;"Allah!ın garibi" olacak sanırım. yüksek bir mertebe bu aslında...
adı olmayan güzelin sonucu ;
"olsun varsın biz yinede mutluyuz, bu dünyada olmazsa ahrette huzur buluruz"
( götümü yesin o ne kadar varsa sarışın ve adı olmayan güzel)
hepsini bir, gri-huzursuz çakmakla yakmak hoş olurdu onların ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder