7 Ekim 2010 Perşembe

Ve son.


Şu insanlık ne acayip bir muamma ya rabbi
yoksa,ayrılığın gelip çattığı gün,acıların birbiri üstüne yığıldıkları birgün mü olacak?..
Ne kötü bir cevaptır; "hayır". aşama aşama yukarılara doğru çıkarken bir anda aşağı çakılmak ... en aşağıdayken bile hala bu acılara devam edip bir parmaklık kalan boş yere çakılmayı beklemek. ne acı bir bekleyiş. kalkışı varolan mı? kalkışı yokolan mı? bilmeden.. umutların gidişini izlemek. elinde olmadan. bu kez en çok hatalarla..
Hiç zaman olmaz mı,geri gelmez mi..
o günleri bir daha geri vermeyecek ama yıllar..
bir istasyon gibi o. herkes gelip geçiyor ama bekleyişler aynı yerde hep.. hiç bir zaman sonuç bulmuyor.
evet..bir kayıp kızıydım .. bakıyorum ki hala da kayıp kızıymışım.
ah bahtım! hala bırakmıyor peşimi. küpe çiçeğini seviyorum artık. onun yanlızlığına bakarken şimdi aynı duyguları paylaşıyoruz..
Ne kadar arkalarını dönüp giderlerse gitsinler.. o ilgisizlik insanı alıp bir muallağın ortasına da bıraksa aynı yanlızlıkla bakıyor küpe çiçeği. işte yine aynı duygularımız.. sanırım oda bunun için yaratılmış.
ne sabır ama!
hiç yüzünü güneşe dönmüyor. hep gidenlere bakıyor. ve bir gün geri geldiklerinde, acısı dahada artıyor... artıyor herşey artıyor ve, ısdırap.!

ıstırap artar ,artar ve insan onu taşıyamacak kadar çoğalırsa birden herşeyin o kadar da acı vermediği anlaşılır ..
küpe çiçeğinin yaprağına yazıp yolculuyorum bu notu;
Tüm gidenlere.!

Birden bire boşalan yolların ortasındayım,hedefler hep çok çok kolay olmuştuu.
korkma bebeğim hepsinin sonu ay ay aynı..çok yukarlarda biriymiş bunları yaptı.
birinin eksiği
birinin fazlası ...
ve giden için son kaLbimin titreyişi.

6 Ekim 2010 Çarşamba

Rüzgara kapılmış gidiyorum ben ...


Mutluluk başa sarınca bütün tütün damarlara geri yükleniyormuş sanırım. bir çarşamba günü, en ortadayım.. aslında 3 ekim 2010 anısına olmalıydı bu. yanlızlığın çuvalı o kadar ağırdı ki günler birbirni kovalarken bir köşede yanlızlığın rüzgarına karışmıştık sadece.. bir doğum günü. mutlu,sevinçli. ama bu bile kursağında kalınca insanın işte böyle kovalıyor garip türlü his'ler..
Daha dün bir derde üzülen insan onu geçmişte bırakmanın arefesinde yeni bir mutluluk gelip oturuyor hayatına,işte bunun da tam orta yerindeyken yeni bir dert olduğunu görüyor. "işe bak!" diyor.. ama bu kadar. devamı gelemiyor çünkü devam yok. çünkü,mutlulupu artık tanımlayamaz hale geliyor.
Çözmüşüm zincirleri..açılmışım denizlere,köpük köpük pupa yelken çekilirken sana doğru.
herşey yeni. herşey güzel.herşey farklı,heyecanlı. ben hiç böyle olmuşmuydum. hazır mıyım? -bilemiyorum..
anladığım birşey var kesin ; korkarım ki sen tam bana göresin.
Rüzgara kapılmış gidiyorum ben..
neolacak bu işin sonu?
ne olacağım ben.?