27 Kasım 2010 Cumartesi

Eylülonüç2010


Bu bir ilk.ilk yazı.ilk çizgi.ilk sen. çok geç oysaki.Sen hikayenin sonundasın,bende en başında kaybolmuş durumdayım.
yazarlarımız çok farklı.baskılarımız,mürekkeplerimiz bambaşka.
Ama iki hikayeninde son cümlesi daha belli değil.ikisininde son cümlesi daha yazılmamış... Tek ortak yanlızlığımız,tek ortak eksikliğimiz sanırım bu,en önemlisi..
Sayfalarını karıştıramıyorum..açılacak bir kapağımız bile yok.Sonumuzun daha yazılmamış olması tesadüfü birleştirdi bizi,bakıştırdı,hissettirdi.
velakin korkuyoruz. senin bakışların,benim kalbim titrek .. ve kaygılı.
hala kaybettiklerimizi mi arıyoruz? sonumuz olmadan neyi bulacağız ki..
sen,bütün satırlarımda iz sürdün oysaki.
Ve,gördüm ben senin bütün yaralı,mutlu,ağlamaklı,gülümseyen,isyan eden... sayfalarını. tam aynı sayfada ellerimiz buluştu.
parklarının arasında sarılan kağıt,aralarından dökülen tütünler, bir kaç dakika titreyen bakışların arasında; inanç hiç yoktu. hiç düşünmemişti bu aklım ilk kez baktığında bu kadar yanlızlaşacağımızı.. hiçte yanlız değilmişiz gibiydik oysaki.
Bana dokunan sendeki boşluk olmuştu sanırım.. en realist ve kandırma ruhun karıştığında silip attın bütün hepsini. ve bir yaz akşamındaki bana hissetiren ufak şey toz oldu zihnimde.. her bakışımda sadece şekildeN öteye geçemeyecek.
Sadece gün batımında deniz kokusuyla çay içecektik...
yıllarca, gerçekleşemeyen geçmiş zaman ekinde kullanmak zorunda kalacağım bu cümleyi ben büyürken...