9 Temmuz 2010 Cuma

"cenab-ı aşk"


ızdırab olmadan hiç akş olurmu ?
aşk bir noktaydı.belki artar ama asla çoğalmazdı.
vakit geçmeden,kendi kendini kendi elleriyle kendi toprağa vermeli.
o halde aşk ;vücudu baki kılmak için çırpınanların değil,vücudu fani kılmak için için çabaşayanların işi. a
aşk değil mi adı,o halde dile gelmekten,dilde ikamet etmekten niçin kaçınsın, niçin yaresini dil-i yare göstermekten utansın ?
öyle ya,aşk olmadan vermenin,verdikçe yüceltmenin,yaşamak için vermeyi .. yaşamanın adı değil mi.?
kim kalmayı değil gitmeyi,yaşamayı değil ölmeyi özlemiş ki?
vazgeçmeden,özlemeden,kimler kimse kim olabilmiş ki?
dert ve ızdıraptan kurtulmanın çaresine bakanların ara sokaklarda işi ne ?
biz bakamadık çaresine bir lokma aşk'a muhtacız şimdi ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder