10 Eylül 2010 Cuma

Oysa ben ..


Ağlamaklı bir satır yazıyorum,siliyorum onu.
ikinci bir satır yazıyorum.siliyorum onu da.
çok karanlık bir andı. bu sefer hikaye daha yakın daha taze ama yorucu bir yoldan başlıyordu.görüyordum. denizin yanına doğru çekiliyor otobüs,sahil boyunca geçiyorum yukarı. çıktıkça zor bir rüzgar esiyor. kaldırımlar yukarı doğru çıkarken bastığım için uyarmak ister gibi beni, taşlarını oynatıyor yerinden.
sonra bir anda yumuşatmaya çalışırmış gibi düzlük oluyor rahat bir nefes çekiyorum ardından,derin derin sıkıntılı ama...
dahada rahalatmak adına yokuş aşağı kıvrılıyor bu sefer yol. ama hiç "his" vermiyor ki yolun zorluğunuda akıl unutmasın onuda silip atmasın diye. tenkin di belkide bu. tehlikeli belkide bu...
savaşın tam ortasındayken savaş başlıyor. tamda yolun giriş ağızında. açılıyor garip ama sıcacık bakışlar arasında. bir garip akşamda.
tutku hakim.tutukluluk hakim. varoluş ..
ve; firar!
dönüş kavramı zihni tam da ufak "koku" hisleri arasında terk ediyor sanki edebiyyen gibiymiş gibi.
aslında bunların oluşmasına sebep sert rüzgar, yokuş, iniş veya engebeli yol değildi. sessizce tükenerek yaşanan konuşmalar hiç değildi..
tek bir kez bakıştıran tek bakışı anlatan ; ne kadarda aynı anda yanlız-yapayanlız kaldığımızdı.. kimse anlayamazdı bunu. eğer karşılıklı aynı anda bunun içinde olup bakışmadıysan..
mutsuz..yıkık dökük olduğumuz tek bir ortak anda ..
"hepsini bulmak çokmu zordu gözlerinin limanında" diye bir haykırış istedim..
ey tutkunun kitabı;
hala birinci sayfadayım..
rüyamda boşluğa diyordum şöyle ;
" biliyorum adını artık her satırıma zikrettireceğim.
biliyorum beraber tükeneceğiz.
ve biliyorum başlangıç diye bir şey yoktur"

...ne kadar da zormuş kelimeler.. yazmaya kalkınca.
ne kadar da zormuş ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder