6 Ekim 2010 Çarşamba

Rüzgara kapılmış gidiyorum ben ...


Mutluluk başa sarınca bütün tütün damarlara geri yükleniyormuş sanırım. bir çarşamba günü, en ortadayım.. aslında 3 ekim 2010 anısına olmalıydı bu. yanlızlığın çuvalı o kadar ağırdı ki günler birbirni kovalarken bir köşede yanlızlığın rüzgarına karışmıştık sadece.. bir doğum günü. mutlu,sevinçli. ama bu bile kursağında kalınca insanın işte böyle kovalıyor garip türlü his'ler..
Daha dün bir derde üzülen insan onu geçmişte bırakmanın arefesinde yeni bir mutluluk gelip oturuyor hayatına,işte bunun da tam orta yerindeyken yeni bir dert olduğunu görüyor. "işe bak!" diyor.. ama bu kadar. devamı gelemiyor çünkü devam yok. çünkü,mutlulupu artık tanımlayamaz hale geliyor.
Çözmüşüm zincirleri..açılmışım denizlere,köpük köpük pupa yelken çekilirken sana doğru.
herşey yeni. herşey güzel.herşey farklı,heyecanlı. ben hiç böyle olmuşmuydum. hazır mıyım? -bilemiyorum..
anladığım birşey var kesin ; korkarım ki sen tam bana göresin.
Rüzgara kapılmış gidiyorum ben..
neolacak bu işin sonu?
ne olacağım ben.?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder